Kendim dahil olmak üzere çevremde neredeyse her kadında var olan bir özellik bu. Kendimizde olmayan her zaman daha cazip geliyor. Düz saçlımız dalgalı saçlı olmayı, orta boylumuz daha uzun olmayı, sarışın olanımız esmer olmayı isteyebiliyoruz. Ya da tam tersi. Genelde fiziksel özelliklerle ilgili olsa da, bu kendinde olmayanı isteme durumu, bir çok konu ile ilgili olabilir. Gerçekten bizde olmayan “diğeri” daha “iyi” olduğu için mi istiyoruz? Peki ya kendinde olmayanı istemenin temelinde kıskançlık duygusu yatıyor olabilir mi?
Kıskançlık doğuştan mı gelir, sonradan mı öğrenilir?
Kıskançlık insanın doğasında var. Genetik faktörler, 0-7 yaş çocukluk döneminde yetiştiğimiz ortam, değerlerimiz, inanç kalıplarımız ve rol modellerimiz de kıskançlık duygusunun bize yerleşmesinde etkili . İnsani bir duygu olan kıskançlık, elimizdekini kaybetme korkusu ile ya da kendimizde olmayanı isteme şeklinde ikiye ayrılabilir. İkili ilişkilerdeki kıskançlık ilk gruba dahil olurken, kadınların kadınları kıskanması ikinci gruba girebilir. Evet, kadın kadını kıskanır. Eğitim, kariyer, güzellik, cesaret, şans, başarı ve daha bir çok konu sebep olabilir.
İlişki Uzmanı Seda Diker, kıskançlığın temelinde değersizlik duygusunun yattığını söylüyor. Psikiyatr Dr. Kemal Sayar’a göre ise kıskançlık, daha çok özgüven eksikliğinden kaynaklanan bir duygu durumu. Patolojik bir vaka olarak değil ama içgüdüsel olarak yaşanan kıskançlıktan söz ediyorum. Kendimizi başka bir kadınla sıklıkla karşılaştırıyoruz. Karşılaştırmanın sonunda ya kendimizi iyi hissediyoruz ya da bizde olmayan ne varsa kendimizi onu isterken buluyoruz. Kadınların kolaylıkla beklenti ürettiklerini düşünüyorum. İkili ilişkiler başta olmak üzere, bir çok konuda. Bu beklentiler karşılanmadığında yaşanan tatminsizlik kendini diğerleri ile karşılaştırmaya itiyor da olabilir. “En güzel” olduğunda ya da “en iyi” olduğunda mı tamamlanır kadın?
Bir gün çok yakın bir kız arkadaşım, senin kariyerini kıskanıyorum demişti. Sen özel sektörde çok hareketli bir iştesin, bense kendi işimi yapıyorum. Ben de o günlerde onun kendi işine sahip olmasına gıpta ile bakıyordum oysaki. O zaman anladım, bunu hepimiz yapıyoruz. Bizim dışımızdakinin daha iyi olabileceğini düşünüyoruz. Dışımızda aradığımız ve karşılaştırma yaparak elde etmeye çalıştığımız tatmin olma duygusunu ve özgüveni aslında içimizde mi aramalıyız acaba?
Peki Kıskanmamak Mümkün müdür?
Kıskançlık, doğal ancak kontrol edilemediğinde ruhu yoran bir hadise. Hayır ben hiç kıskanmadım ve kıskanmam diyen bir kadın olabilir mi? Kimi az, kimi çok, kimi içinden, kimi belli ede ede… Asıl mesele farkedip üstesinden nasıl gelineceği ile ilgili kafa yormakta bence. Her an hatırlanması gereken bir gerçek var: Yalnızca var olduğumuz için değerliyiz, bütünüz, tamız biz. Birinin onaylamasına gerek yok. Bir başkasına benzemeye de.Dünyada herkesin kapladığı bir alan, herkese yetecek kadar kaynak var. Kadın çok güçlü, üstelik gücü içinde saklı. Bu gücü keşfetmek ve doğru kullanabilmek sahip olunacak en kıymetli şey. İnsan beyni muhakeme eder, karşılaştırır, değerlendirir. Böyle de gelişim olur aslında. Kıskançlık duygusu hızla yerini feyz almaya bıraktığında oldukça pozitif sonuçlar doğurabilir.Feyz almak için şu soruyu sorabiliriz kendimize: O istediğimiz ”hani bizde olmayan” bizde olsaydı ne olurdu? Neyi elde ederdik, neyi çözümlerdik, neyi tamamlardık ya da nasıl hissederdik? Cevaplar ihtiyaç duyduğumuz eksik parçalarımız aslında. (O kıyafet sen de olsa nasıl olurdu? Daha güzel olurdum. Daha güzel olunca nasıl hissederdin? Özgüvenli.) Eğer özgüvensiz hissettiğim, kendime inancımı yitirdiğim bir dönem yaşıyorsam kıyaslamalar fazlalaşabilir. Bu algı ile de normalden daha fazla karşılaştırma yaparak kendimi bir sarmala sürükleyebilirim. (karşılaştırma-negatif duygu-karşılaştırma-negatif duygu sarmalı)
Kadın Kadınla Çok İyi Dost Olur! Mu?
Olur. Bir kadın kendini acımasızca eleştirmeyi bıraktığında ve başka kadınlarla sadece feyiz almak için kendini karşılaştırabildiğinde özgürleşir bana göre. Öyle bir enerji yayar ki etrafına, insanlar ona mıknatıs gibi çekilir de nedenini bilmez.Duygular dönüştürülebilir. İçimizdeki şey her ne ise onu çözmeden defalarca değişime uğrasak da yine bizde olmayanı isteyeceğiz, bu kadar basit. İstememiz diğerinin daha iyi olduğundan değil bizim öyle zannetmemizden kaynaklanıyor. İnsan eksiğini bir başkası ile değil, ya da başkasında olanı kendine aldığında değil, kendine inandığında sadece kendi içinde giderebilir. Bir kadını kıskandığımız anda, onu karşımıza almış oluyoruz aslında. Doğal olarak yarışıyormuşuz gibi bir durum ortaya çıkıyor. Oysa ki bu kadını yanımıza alıp güçlerimizi birleştirdiğimizde ortaya muazzam bir dostluk çıkabilir. Herkesin birbirinden farklı güçlü ve güzel özellikleri var, hepimiz bu şekilde özeliz aslında.
Kıskançlık duygusunu dönüştürebilen ve hayattaki odağı öncelikle kendi içsel yolculuğu olan tüm kadınlarla dostluk paha biçilemez.
Kıskançlık Duygusu üzerine Seda Diker’in yazısını da okuyabilirsiniz.
* Bu yazı, 2013 yılında, canelinakildefteri.com da yayınlanmıştır.
İlk Yorumu Siz Yapın