“Yöneticiyi Yönetmek” Diye Bir Şey Var!

Yönetim kelimesi, genelde üstten asta indirgenen bir olgu gibi gelir kulağa. Aslında yönetmek her seviyede olabilecek, olgunlukla paralel gelişen bir beceridir. Özellikle iş hayatında, yöneticilerin de yönlendirilmeye ve yönetilmeye ihtiyaçları var, üstelik üstleri değil astları tarafından.
Yöneticinin “İnsan” Şapkası
Genelde yöneticilerin birer insan olduğu unutuluyor. Bir çok çalışan, yöneticisinin özgüvenli, vizyoner, deneyimli, neşeli, enerjik, yetki ve sorumluluk verebilen, adil, hem profesyonel hem arkadaş gibi olmasını ister. Gayet normal görünen bu isteklerin gerçekleşmesini beklerken kendimize de dönüp bakmalıyız, biz ne kadar “ideal” bir çalışanız? Gerçekten en iyi yönetici-çalışan ilişkisi, duygularını gizlemek zorunda olduğunu düşünmeyen “yönetici” ile yöneticisi maskelerini indirdiğinde onun duygu ya da zaaflarını kullanmayan, empati kurabilen “astı” arasında kuruluyor. Şöyle düşünüyorum, annelerin, “anne olunca anlarsın“ dediği gibi, yöneticiler de “kolaysa, gel de sen yönet” diyorlardır.
Her işin teknik tarafı, deneyimle ya da alınabilecek teknik destekle/danışmanlıkla çözülebiliyor. Peki ya insanı yönetme yani duyguları yönetme kısmı? En zoru bu işte. Uzlaşmacı olabilmek , duygusal olgunluk seviyesinde olmak ve içsel olarak motive olabilmek günümüzde paha biçilemez yetkinlikler. Bir kişi yönetici olmuşsa, tüm bunları bilerek, isteyerek ve kendisini geliştirerek gelmiştir diye düşünüyoruz ve beklentimizi yükseltiyoruz. Şunu kabul etmek gerekir, her zaman yöneticimizi seçemiyoruz. İnsanı geliştiren, motive eden, destek olan iyi yöneticiler gibi, insanı mutsuz eden işten hatta hayattan soğutan kötü yöneticiler de var. İyi ya da kötü, her yönetici bir şey öğretiyor. Biri nasıl bir yönetici olunacağını, diğeri nasıl bir yönetici olunmaması gerektiğini… Böylece her zaman iyi olandan öğrenilmeyeceğini anlıyor insan.
Yöneticiyi Yönetmenin Önemi
İyi ya da kötü olduğuna odaklanmadan yöneticisini yönetmek isteyen çalışanların öncelikle sabırlı, duygusal olgunluğa erişmiş ve cesur olmaları gerekiyor. Başarılı organizasyonların dayandığı temellerden biri başarılı ve proaktif yöneticiler kadar bir o kadar dinamik çalışanlar. Bir çok araştırma, astları tarafından doğru bir biçimde yönlendirilen yöneticilerin daha uygulanabilir ve doğru kararlar alabildiğini gösteriyor. Çünkü bir yönetici daha yukarıdan baktıkça, gözden bazı detayları kaçırabiliyor, bu noktada hemen ardında takip eden birisinin olması ortak başarıyı perçinliyor. Bir yöneticinin çok güvendiği, arkasını döndüğünde gözü kapalı bir işi teslim edebildiği astının olması büyük rahatlık.
İnsan ne ekerse onu biçeceğini ve birlikte yükselmenin mümkün olduğunu unutmamalı. Yöneticimizin imajı bizim imajımız, başarısı bizim başarımız demek. Tam tersi de aynı şekilde geçerlidir. Her şey bir yana, bazen kabul sınırlarımızı zorlayan örnekler de yaşayabiliriz. Bazen kendinden daha güçlü ya da daha bilgili bir karakter istemeyen yöneticilerle karşılaşabiliriz. Astından beklediği etik olmayan durumlar olabilir ya da mobbing uygulayabilir. Bu tür istisnai durumlarda, bahsedilen hiç bir teknik işe yaramıyorsa, doğru yöneticiyi ya da kurumu bulana dek arayışa devam etmek gerekiyor. Her yönetici yönetilebilir ancak huzur ve başarıyı yakalamak, aynı üsluba sahip, bakış açıları paralel ve aynı dili konuşabilen yönetici ve çalışanlar ile mümkün.
Yöneticiyi yönetebilmek için madde madde yapılabilecekleri buradan okuyabilirsiniz.
canel Yazar:

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir