Bazen saklanmak istiyor insan. Uzaklaşmak. Dinlenmek. Bedensel değil, ruhsal belki de en çok. Arkasına bakmadan gitmek istiyor. Hedefsiz, zamansız. Sadece kendini bulmak için.
Hiç farketmeden ne de çok yoruyor onu, bazen en sevdikleri, bazen hiç sevemedikleri. Kalabalıklarda yalnızlığı deneyimliyor. Neye ihtiyacı var, nedir asıl istediği, anlayamadan. Biriken dertler belki, belki de dert sanılan, alışkanlıkların sıradanlığı ve tek düzeliği.
En iyisi kendi kabuğuna çekilmek bazen. Kendini dinlemek. Sonra, farketmek. Elindekileri, elinden kayıp gidenleri, hiç elde edemediklerini. Nedenleri, niçinleri… Yanlışları, doğruları… Aslında yaşanan ne varsa, yaşanması gerektiğini. Bugünün doğrusu, bugünün işte. Adı üstünde. Bugünün doğrusu ile dünü yaşayamayacağını, dünün yanlışının bugünün doğrusuna getirdiğini.
Ağızdan çıkan sözle, zamanın geri dönmeyeceğini. Azimin her zaman hırstan üstün olduğunu, neyi niçin çok arzuladığını farkederek yol alması gerektiğini. Aslında gerçekten bazen hayatın altının üstünden daha iyi olduğunu…Yapılan ne varsa, keyifle mutlulukla yapılması gerektiğini. Güzel olan her şeyin bir sonu olabileceğini, bu yüzden her anın kıymetli olduğunu. Anda kalın anda kalın derken ne demek istediklerini. Her sahip olunana şükrederek daha fazlasının gelebileceğini. Her gelenin hayırlı olmayabileceği, bu yüzden en hayırlısını dilemek gerektiğini.
İlk Yorumu Siz Yapın