Mobbing: Saldırganın “Kişilik” Özellikleri

Mobbing-bezdiri’de düşmanca, ahlaki olmayan davranışlar ve iletişim tarzı söz konusu. Önce hedef seçtiği kişinin zayıf yönünü bulup, bu yönde taktik geliştiren, bilinçli ve sürekli bir şekilde eziyet eden biri, nasıl bir kişiliğe sahiptir sorusunu sormadan edemiyorum. Neden herkes değil de, bazıları daha “saldırgan”?

Ekibindeki çalışanı tatile gittiğinde, e-maillerini kendine yönlendiren ve izinden döndükten sonra da iptal ettirmeyip kontrole devam eden, ekibindeki çalışanların diğer departmanlar ile kaynaşmasına izin (!) vermeyen, olur da böyle bir şey söz konusu olursa kaba sözler sarf etmekten çekinmeyen bir yönetici, tüm bunları neden yapar?

Mobbing ve Kişilik

Mobbing vakalarında da kişiliğin önemi büyük. Freud, insanın iki doğal temel eğiliminden birinin saldırganlık olduğunu söyler. Freud saldırganlığı id’in (bireyin ilkel temeline bağlı ve dürtülerine dayalı, hemen tatmin olmak isteyen yönünün) bir parçası olarak görür ve doğuştan getirildiğini düşünür. Skinner ise, saldırganlığı diğer öğrenilmiş davranışlardan biri olarak görür. Örneğin çocukluğunda sadece saldırgan davranışları ile dikkat çekebilen bir çocuk, saldırganlık davranışı ile birşeyleri elde ettiğini öğrenmiş ve kendi ailesi içinde öğrendiği bu durumu diğer alanlara da genelleyerek yaşamında saldırganlığı sürekliliğe dönüştürmüş olabilir.

İş yerinde, mağduru iş yaşamından dışlama amacı ile yapılan mobbing, pasif ve aktif olarak gerçekleşir. Bu durum da saldırganın kişiği ile ilgilidir diyor Dr. Asiye Toker Gökçe. Aktif saldırganlıkta “açıkça” yapılanlar varken ve kolaylıkla farkedilebiliyorken, pasif olanı daha tehlikeli. Çünkü pasif saldırganlıkta, “çift anlamlı” davranışlar söz konusu. Pasif saldırganlıkta, saldırgan amacını mağdura belli etmediği için baş etmek daha güç. Saldırgan kendinden güçsüzlere karşı ısrarla zalimce ve zorbaca davranır. Saldırgan hem sevilen ve iyi niyetli (!) görünen ancak bir yandan gerçekte kötü niyetli biri olabilir. Bir başka açıdan, üstlerine “sevimli”, iyi niyetli bir imaj çizerken, astlarına ve eş düzeylerine zorbaca davranıyor olabilir. Bu çift yönlülüğün ispatı oldukça güç. Hatta saldırgan, hem suçlu hem güçlü olarak iyi niyetli olduğunu belirterek karşısındakini kötü niyetli olmakla bile suçlayabilir.

Araştırmalar Diyor ki:İrlanda’lı mobbing mağdurları ile yüz yüze görüşülerek yapılan bir araştırmada, mağdurlar saldırganları “zor” kişilik özellikleri ile tanımlamışlar. Aynı araştırmada mağdurların üçte ikisi, saldırganların, kendilerini kıskandığını, kendinden emin olmayan, üstünlük kurmaya çalışan, zorbalık yapmaktan hoşlanan kişiler olduğunu iddia etmişler. Aynı zamanda, saldırganların mağdurlardan daha iyi konuma gelmek istedikleri de ortaya konmuş. Saldırgandaki daha iyi konuma gelme isteği, mağdurun niteliklerini kıskanma ile birleşince, bir de üstüne şirket kültürü de “çanak tutuyorsa” mobbing hızla ortaya çıkıyor.

Mobbing uygulayan kişilerin, düşmanlık duygusuna sahip, kötü niyetli, vicdansız, korkak, özgüvensiz, aşırı kontrolcü, kendi eksikliğini gidermek için saldırganlık yapan bireyler oldukları deneyimleyen kişiler tarafından kolayca söylenebilir. Her ne kadar sosyal öğrenmeye ve çevre etkisine inansam da “kişilikte genetik faktörler” ve “kişiliğin değişmez yanları”nın olduğu yadsınamaz bir gerçek benim için.

Peter Schutz demiş ki; “karakteri işe alın, yeteneği eğitin”.

Atalarımız ise, “kurt köyünü değiştirir, huyunu değil” demişler…

Konu ile ilgili detaylı kaynaklar temin etmek isteyenler için, Pınar Tınaz’ın Mobbing: Bugün Bana Yarın Sana ve Asiye Toker Gökçe’nin Mobbing: İşyerinde Yıldırma Nedenleri ve Başa Çıkma Yöntemleri kitaplarını öneririm.

canel Yazar:

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir