Ben Böyleyim Diyebiliyor musun?

İnsan, en çok ne zaman büyüdüğünü anlar? Ben sevdiğim insanlar bu dünyadan göç ettiğinde, aileme hak verecek kadar olgunlaştığımda, bir de herkesin beni sevemeyeceğini anladığımda çok büyüdüğümü hissettim. Her insanın negatif ve pozitif tüm potansiyelleri aynı anda içinde barındırdığını, kazık yemenin bir sonu olmadığını anladığımda da. Nerede çocuksu saflık, nerede herkesi mutlak kabul? Hayatın gerçekleri farklı.

Öyle ya da böyle öğretiyor hayat ve diyor ki: “büyü” çocuk…

Sınav dünyası, yaşam mücadelesi, kendini bulma yolculuğu. Hayat seçimlerden ibaret. Seçimlerin sınavı bir nevi. Öyle şeyler yaşıyor ki insan, sahi, insanın çekirdeği iyi midir, kötü mü diye soruyor. Yoksa ikisi birden mi?

Hep söylerim, bir şekilde hepimiz aynıyız aslında. Bir o kadar da biricik, farklı. Mutlak doğrulardan çok, mutlak gidilecek yollar, varılacak yerler var. Bazen yolun kendisi olur insan, yetmez nefesi varmaya. Neyse ne, yaşanılan ne varsa kişiye özeldir.

Bundandır işte, “başkaları ne der” diye yaşamak tüketir insanı. Ruh kanserine yol açabilecek ender düğümlerden biri. Sorgulanacak nokta, başkaları için, onaylanma için, alkışlanma için, sevilme için bir şeyler yapmaya başlamak aslında. İçsel huzurda olan, şan şöhret istemezmiş. Sosyal varlıklarız elbet. Hakları sayalım, adaba uyalım yeter. Neden başkaları için yaşamak, içine değil de bu kadar dışına bakmak? Onay almak, almadan yol alamamak… Yalnız içe bakmaya bile bir ömür yetmiyorken üstelik…

İnsanları birbirine benzetmeye çalışan, tüketimin üretimden çok olduğu, kopyalamanın özgünlükten daha normal sayıldığı şartlarda; inadına “mahallenin delisi” olmak gerekiyor bazen. Farklı düşünebilmek için, özgür olmak için, kendin olmak için.

İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır… Demiş Yunus Emre…

Ben böyleyim diyebiliyor muyuz mesela? Bunu söylediğimizde çağlayan gibi yayılmaya başlamıyor mu kalbimizden hafiflik, huzur hissi… Ne zaman ki asıl odak kendinde değil başkasında oluyorsa, işte o zaman resim netliğini, gerçekliğini kaybediyor. Yanlışlarınla, doğrularınla ben böyleyim diyebiliyor musun?

Son ihtimaller değil, bitmek tükenmek bilmeyen umudumuz ayakta tutsun bizi bu hayatta.

Son değil, yeni başlangıçlar olsun. Yeni bakış. Yeni anlayış. Yeni nefes.

Kendimiz olmak için, kendimize varmak için…

canel Yazar:

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir