İyi bir yönetici ya da iyi bir lider olmak için yapılabilecekler üzerine her dönem kafa yorulduğu doğrudur. Örnek gösterilen kişiler, işe yaramış modeller, neyin yapılması ya da yapılmaması gerektiği gibi. Peki, liderlikte çok başarılı olmuş kişilerin hiç “kötü” dönemleri yok mudur? Yanlışları ya da kariyer yolculuklarında raydan çıktıkları zamanlar? Mutlaka vardır.
Ancak, başarılı liderlerin en önemli özelliklerinden biri, her zaman rayda kalabiliyor olmaları değil herhangi bir sebeple yoldan çıktıklarında, farkındalıkla, mümkün olan en hızlı şekilde tekrar yola girmeleridir.
Goldman Sachs’taki uzun yıllar süren kariyerinin ardından, Harvard Business School’da Yönetim Profesörü olan Robert Steven Kaplan, bir liderin merdivenlerden yukarıya çıktıkça kendisine tutulan aynaların ve gerçekçi / dürüst geri bildirimlerin çok azaldığını ifade ediyor. Bu nedenle “nasıl gidiyorum” sorusunun cevapları için kişinin “kendisine” bakmasını ve bazı soruları sormasını öğütlüyor. Kaplan, 2007 yılında Harvard Business Review’da yayınlanan makalesinde başarılı liderlerin performanslarını düzenli olarak iyileştiebilmeleri ve ciddi sorunlarda daha hızlı aksiyon alabilmeleri için kendilerine düzenli olarak sormaları gereken yedi soruyu sebepleri ile birlikte şu şekilde özetlemiştir.
1.Vizyonu ve belirlediğimiz bir kaç kilit önceliği ekibime hangi sıklıkla iletiyorum? Sorulduğunda çalışanlarım açık biçimde ifade edebilecek kadar hakimler mi?
Tüm çalışanlar “biz nereye gidiyoruz” sorusunun cevabını bilmek isterler. Dünya ve iş yaşamı dinamikleri hızla değişirken, artık neye odaklanmaları gerektiğinden haberdar olmak isterler. Onlarca önceliğe sahip olmak hiç önceliği olmamaya eşdeğerdir. Tüm çalışanların büyük resme dair doğru bir algıları olmalıdır.
2.Zamanımı nasıl yönetiyorum? Zamanımı kilit önceliklere paralel mi harcıyorum? Astlarım zamanlarını nasıl geçiriyorlar?
Zamanı doğru yönetmek lazım derken, buna öncelikle liderin uyması gerekir. Çünkü, yanlış zaman yönetimi ve önceliklere uygun hareket etmemek, çalışanlara kafa karıştırıcı sinyaller gönderir. Zaman yönetimi konusunda insanlar yöneticilerinden feyz alma eğilimi gösterirler. Her yönetici, zamanı ile nasıl yatırım yaptığını tarafsız şekilde gözden geçirmelidir. Şaşırtıcı bir şekilde kendini operasyona gömülmüş bulabilir.
3.Ekibime geribildirimleri zamanında ve doğrudan veriyor muyum? Bana duymak istemeyeceğim ama duymam gerekenleri söyleyebilecek bir kaç genç çalışanım var mı?
Söylenenler çok sevimli olmasa dahi, hemen hemen herkes doğru zamanda amaca uygun ve direkt verilen geribildirimi faydalı bulur. Çalışanları elde tutmak derken, vaktinde ve dürüstçe geribildirim vermemek yetenekleri kaybetmeye davetiye çıkarmaktır. Geribildirim ve eleştirinin çalışanların moralini bozacağı korkusu ve bu nedenle susmayı tercih etme yapılan en büyük yanlıştır. Hatta, geribildirim için sadece yılsonu performans değerlendirme dönemini beklemek daha da büyük yanlıştır. Oysa ki profesyonel gelişim için olması gereken, yıl boyu ara ara bilgilendirme / değerlendirme yapmak ve mümkün olduğu kadar koçluk imkanı yaratmaktır. Aynı şekilde, bir önemli konu da, liderlerin düzenli olarak kendilerine dürüstçe geribildirim verebilecek astlar yetiştirmeleridir.
4.Haleflerimi tespit ettim mi, benim yerime kimleri varis bırakıyorum? Onlara koçluk yapıyor muyum? Onları geliştirecek, meydan okuyucu görevler veriyor muyum?
Geleceğin liderlerini yetiştirmek bir liderin en önemli görevlerinden biridir. Eğer hala varisler belirlenmemişse, bir liderin yeterince görev vermediği, delegasyonda sorunlar yaşadığı söylenebilir. İşi doğru şekilde büyütmek için de sıkıntılar oluşmaya başlar. Kilit çalışanları kaybetmek ciddi hasarlar yaratıyor. Varis adaylarına ciddi görevler vermek ve kariyerlerinde ilerlemelerine destek olunacağı sinyalini vermek önemlidir.
5.Yapmamız gereken strateji değişikliklerini belirledim mi? Bu değişime yeterince uyum sağladım mı? Bana bu konuda tavsiyede bulunacak astlarım var mı?
Dünya değişiyor. Haliyle, her sektör, her şirket, her iş değişimle karşı karşıya kalır. Eğer ayak uydurulmaz ise oyun dışında kalınacağı da kesindir. En iyi nasıl ilerleneceği, hangi stratejinin daha doğru olacağı konusunda, taze bakış açılarından destek almakta ve sıklıkla değişimlerin hangi yönde olacağını izlemekte fayda vardır.
6.Baskı altında nasıl davranıyorum, nasıl biriyim? Hangi olaylar / konular benim için baskı unsuru oluyor? Ekibime hangi sinyalleri gönderiyorum?
Kriz anlarında bir yöneticinin / liderin nasıl davrandığı çalışanlar tarafından itina ile izlenir ve daha ilginci taklit edilir. Baskı altında işe yaramayan ya da yararlı olmayan davranışların farkedilip dönüştürülmesi mesajların doğru şekilde iletilmesini sağlar.
7.Liderlik tarzım, gerçekten kim olduğumu, benim kişisel özeliklerimi yansıtıyor mu? Kendimi çok mu ortaya koyuyorum yoksa çekingen miyim? Kaygılarım daha sert mi olmama yol açıyor yoksa tarzım rahatlatıcı mı?
İş hayatı, 100 mt koşusu değil bir maratondur. Bu yüzden, kişisel özelliklere ve değerlere uyumlu olmayan bir liderlik tarzı, kısa zamanda gücü tüketir. İnsanın kendisine “sadık” kalması çok önemlidir.
Başarılı liderler de kariyer yolculuklarında vites küçültme ya da raydan çıkma zamanları ile mücadele ederler.
Bu mücadelede kendine doğru soruları sormak, tüm yanıtlara sahip olmaktan çok daha değerlidir.
Herkesin cevabı da, gideceği yol da, stratejisi de kendine özel olmalıdır.
Kaynak: HBR’S 10 Must Reads Serisi – Kendinizi Yönetmek – Optimist Yayınları
İlk Yorumu Siz Yapın