Bu Bir “Kadın” Yazısıdır! “Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun”

Bugün tüm dünyada bolca anılacak:

Kadın…

Tüm gerçeklere rağmen, en korkulan, en bastırılan, en yok sayılan.

1857 yılında Amerika’da dokuma işçilerinin, daha iyi çalışma koşulları adına  başlattıkları grevde, fabrikaya kilitlenen 129 kadın işçinin çıkan yangında hayatlarını kaybetmesinin ardından ilan edilmiş Dünya Kadınlar Günü. Kutlama kelimesi yerine özellikle “bir kadın olarak var olmayı anlama ve gurur duymayı” kullanmak istiyorum.

Gerçek emekçilerin yanında sıcacık evimden kaleme aldığım bu yazıyı yazarken şunu düşünüyorum. Bugün, bazı şeyleri konuşmaya vesile olsun.  Bugün, sonuna kadar pozitif ayrımcılık günü olsun. Hangi ailelerden, hangi dinden, mezhepten ya da sosyo ekonomik seviyeden geldiğimizin hiç bir önemi olmadan; sadece KADIN olduğumuz için, varlığımızla gurur duyabildiğimiz ve ben buyum diyebildiğimiz bir gün olsun.

Ne dinler, ne öğretiler, hiç biri kadını hor görmedi, yok saymadı bugünkü gibi. Bilip bilmeden konuştuk, yargıladık, bizden olmayanı araştırmadan yok saydık. Yin ve yang, anima ve animus, rahman ve rahim. Dediler ki biri yoksa, diğeri de yok. Dişi ve eril, kadın ve erkek.

Birbirimizden daha iyi olduğumuz alanlar var ama üstünlük yok, farklılıklar var ama hakta eşitsizlik yok. Gerçekten içselleştirebilseydik bazı şeyleri, bunu öğrenebilseydik, öğretebilseydik; kadınların mutlu olduğu kadar mutlu edebildiğini, kadınları tatmin olmuş milletlerin refaha ve huzura yakın olabildiğini. Böyle olmazdı belki.

“O” aciz erkek; tecavüzünle, tacizinle, yargılamanla, sözlü ve fiziksel şiddetinle, yok saymanla “baskın” olduğunu sanabilirsin ama aslında iki yakanın bir araya gelmediğini ve gelmeyeceğini anlayamayacaksın. Bedensel kazanımım bana yeter dedikçe, asıl kaçtığının ruhundaki açlık ve boşluk olduğunu biz biliyoruz. Ne şirketler ne paralar ne ülkeler, bu boşluğu doldurmaya yetmedi, yetmeyecek. Kadınları ezdikçe hiç bir yere sığamayacaksın. Ne dünyaya, ne sonrasına.

Dergilerde gazetelerde “etkileyici kadın olmanın yolları, nasıl daha şık olunur, bu yıl moda olan renkler, modeller” gibi oyalayıcı yazılar yayınlanırken, gerçekte “ne giyeceğimiz, hangi renk ruju süreceğimiz, kaç çocuk doğuracağımız, nasıl oturup nasıl kalkacağımıza kadar sayısız” uyarılar aldığımız içler acısı bir yıl geçirdik biz. Ülkemizde kadın cinayetleri son yıllarda yüzde bin artmışken, bu yıl farklı mı olacak? Umut yaşatır insanı. Kadın dediğin de bir “insan” olsa da, kadın diye ayrı bir tanımlamaya gerek olmadan göreceğimiz günler gelir mi? Mutlaka!

Zor şartlarda çalışan kadınlar, çocuk gelinler, şiddetin her türlüsünü gören kadınlar kadar bağımsızlığını elde etmiş “bir yerlere gelmiş” ama ilişkisinde psikolojik şiddet gören, kimliği baskılanmaya çalışılan, değersizlik duygusu tavan yaptırılmaya çalışılan kadınlar.

Bugün hepimizin günü olsun. Biraz daha şanslı olup, biraz da olsa değer görebilen, sesi çıkabilen kadınlar ses olsun diğerlerine. Bugün yaşadığımız her şeye rağmen,  umutluyum ben. İçimizdeki derin boşluk ve aşırı duygusal yüklerimize rağmen, umutla geleceğe yürümek için durmadan ilerlemek gerek.

Hala kadın olarak dünyaya gelmeyi 1’e 0 geride başlamak olarak gören kadınlar var. Hala kadın olduğu için utanan, toplum baskısından farkında olmadan erkek gibi davranan kadınlar var.  Hala kendini tanımayan, bunun için çabalamayan, erkeğe her anlamda “muhtaç” olan kadınlar var. Kadın olarak aslında nasıl bir “dönüştürücü” güce sahip olduğumuzu birilerinin yeniden hatırlatması gerekti. Bu da yetmedi.

Erkekleri yetiştirenin de biz kadınlar olduğumuzu unutmadan önce biz gücümüzü, değerlerimizi, bize bahşedilenleri farketmeliyiz.

Emekçi Kadınlar Gününde en büyük dileğim, kadınlığın ne olduğunu, kıymetini, kadın-erkek ilişkilerini önce “aile”de, sonra eğitim sisteminin her parçasında en kıymetli ders olarak okutulacak günler görmemizdir. Biz olma, birlik olma bilincini hayatımızın her alanında yaşamamız, kadınlar olarak önce bizim birbirimizi karşımıza değil yanımıza alabilmemizdir.

Gün bana dokunmayan yılan bin yaşasın günü değildir. Gün, elimizden ne geliyorsa yapma günüdür.
Birbirimize destek olmak, haklarımızı savunmak, ses çıkarmak “zorundayız”.
Ve bunu da değerlerimizi içselleştirip var güçle çalışarak “birlikte” yapabiliriz.

canel Yazar:

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir