Grip olmuşuz da reçetedeki bir ilaç ile hastalığımızı geçireceğiz gibi bir durum olamaz elbette. Ancak gerçekten değişim isteyenler için bir yol haritası çizilebilir.
Her şeyden önce önemli bir tek şey var; “evet ben erteliyorum” farkındalığını yaşamak ve ertelediğimizi kabul etmek. Kabul ediyorsak, gerçekten değişmek istiyor muyuz? Çünkü tüm öneriler gerçekten değişmek isteyenler için anlamlı. Kendimizi yargılamayı bırakıp ne yapabileceğimize odaklanmakla başlıyor süreç.
Ertelemenin tam olarak ne olduğunu ve neden ertelediğimizi önceki yazılarda konuşmuştuk.
Ben erteleme eğilimli miyim diye soranlara şu maddeler yardımcı olabilir belki derim:
Yapılacaklar listenizde çok da önemli olmayan şeyler tamamlanmış ancak halen en önemli birkaç madde dokunulmamış durumda mı, işe başlamadan önce defalarca e-maillerinizi okuyor musunuz ya da sosyal medya sürekli çeliyor mu aklınızı, tam önemli ve acil olan göreve başlamışken bir fincan çay kahve almak için kalkıyor musunuz, başkalarından gelen acil olmayan isteklere hemen evet diyor musunuz ve en önemlisi o görevi yapmak için hep “en doğru zamanı” ve en doğru “ruh halini” bekliyor musunuz?
Sonraya bırakmak her zaman erteleme eğilimli olmaya işaret etmez. Ancak sadece “istemiyoruz” diye önemli de olsa bir bahane üreterek her defasında o işe hiç başlayamamaksa mevzu bahis, evet bu ertelemek.
Yol Haritasında Neler Var?
Kronik boyutta olmasak bile “itiraf edebilmek” çok önemli. “Evet ben erteleme eğilimliyim ya da erteliyorum”. Sonra da bizim erteleme sürecimizdeki asıl sebebi bulmaktır önemli olan, çünkü hepimiz için altta yatan sebep başka. Serinin ikinci yazısında bahsettiğim sebeplerden bir ya da birkaçı olabilir.
Erteliyorum çünkü…
Mükemmeliyetçi olabilirim, kendi yetkinliklerime güvenmediğimden kendimi aşağı çekiyor olabilirim, iş zor gelmiştir ya da yapmayı istemeyecek kadar hoşlanmıyorumdur.
Sizin sebebiniz hangisi?
Bir erteleyicinin en büyük sıkıntısı “anlık keyif” olarak adlandırabileceğimiz durumlardır; yani ödev yapmak yerine oyun oynamak, projeye odaklanmak yerine kahve almak, yazı yazmak yerine alışverişe çıkmak gibi… Dikkati dağıtacak şeyleri ortadan kaldırmak ve anlık zevkleri ertelemek, bu süreçte çok önemli.
Erteleme karşıtı stratejileri hayatımıza adapte edip kontrolü ele almalıyız. Erteleme negatif bir alışkanlık ise tersi bir alışkanlığı kazandırmak için de “ısrarla” pratik yapmaya devam etmemiz gerek, bir gecede gelmediği gibi bir gecede ortadan kalkması mümkün değil.
Israrla Yapacağımız Pratikler:
-İşi parçalara ayırmak ve her defasında sadece bir parçaya odaklanmak
-Zamanlayıcı kullanmak (İlk hedef sadece 5 dakika odaklanmak, zamanla 10-15…30 dakika)
-Etkin bir yapılacaklar listesi oluşturup, listeyi önceliklendirmek ve her maddeye hedef zaman koymak (bu görev şu kadar sürer gibi)
-Yarını planlamak (belirsizlik de baskı oluşturur)
-Kendimize hatırlatıcı koymak (unutmaya eğilimli olabiliriz ve hatırladığımız anda yapmak çok destekleyici)
-Yaptığını hayal etmek ve olmuş gibi sonunu görebilmek, gözler kapalı iken derin nefes almak ve odaklanmak
-Görevleri bitirdikçe yapılacaklar listesinde işaretlemek (bir şeylerin bittiğini görmek motivasyonu arttırabilir)
-Yakın çevreye bunu şu gün bitireceğim şeklinde duyurmak (birilerinin öğrenmesi pozitif bir baskı oluşturabilir)
-Kendini motive etmek, ödüller koymak
-Ana hedefi tali hedef olarak görüp daha büyük hedefler koymak (bir nevi kendini kandırmak)
-Erteleme söz konusu olduğunda konunun acil olduğunu hissetmek ve buna kendini inandırmak (aciliyet bakış açısını yerleştirmek her defasında “son dakika daha iyi yapıyorum” bahanesini ortadan kaldırır)
-Zamanlama her şeydir, hepimiz günün belli saatlerinde daha iyi ve canlı çalışabiliyoruz, en önemli kısımları kendi en iyi zamanlarımızda tamamlamaya çalışmak
-Engelleyicileri
fark etmek ve sonlandırmak (görevden alıkoyabilecek tüm engeller: odanın /mekanın kapısını kapamak, çeldiren siteleri bloklamak, gerekirse interneti kapatmak, mekan değiştirmek, e-maillere bir süre bakmamak, telefonunu kapatmak vb.)Erteleme konusunda sistematik erteleme üzerine makalesi bulunan ve ertelemeye hastalık değil de sanat diyen John Perry’den bahsetmeden olmaz. Perry’ye göre erteleyiciler “boş oturan” insanlar değil, kaçtıkları şeyin yerine mutlaka bir başka şeyi yapan insanlardır. Belki o yazıyı yazmıyordur da mutfak alışverişini hallediyordur, projeyi erteliyordur ama yürüyüşe çıkıyordur gibi. Bilinçaltımız yapacağımız işleri sistemli olarak erteliyor ancak kötü gibi görünen erteleme özelliğini pozitife çevirmek için şöyle bir önerisi var: “Kendine o görevden kaçmak için izin ver”; bu onu yapma demek değil bir nevi kendini kandırma yöntemi diyelim. Yapılacaklar listesini daha az önemli işlerle (asli işin yerine yaptığımız her şey) genişlet. Ve bazı işleri, yapılması zorunlu diğer işlerin önüne koyun. Yani bu tür bir erteleme, hiçbir şey yapmamak değil, aksine pek çok işi sırasını değiştirerek yapmak demek oluyor. Listedeki görevleri farklı bir sıra ile yapmak Perry’e göre hem eğlenceli hem efektif. Mutlak ertelemeye dönüşmediği sürece mantıklı da olabilir. Listede önemi az olan görevler bittikçe, artacak “iş bitiricilik hissi” diğer önemli işleri bitirmek için de yardımcı oluyor. Sevdiğin ya da rahat hissettiğin şeyleri yapmak enerji verir ve o enerji ile listedeki diğer “daha az sevilen” şeylere geçiş daha kolay olabilir.
Dr. Piers Steel’e göre ise hiç ertelemeyenler, “sorumluluk sahibi”, öz disiplini yüksek ve oldukça istikrarlı bireylermiş. Psikolojik rahatsızlıkların kökeninin çocukluğa dayandığını düşünürsek, çocuk yetiştirirken ebeveynlerin bu noktada hassas olmaları gerektiğine inanıyorum.
Şahsi deneyimime gelecek olursak, ben de “kabul ederek” başladım. Kronik olmasa da hangi konularda hangi “bahanelerle” ertelediğimi yazdım, sonra kendime kızmak ve eleştirmek yerine içsel konuşmalarımın dilini pozitife çevirdim. Her eleştirdiğimde kendimi yakaladım ve cesaretlendirici bir iç konuşma yaptım. Hala erteleme eğilimim olduğunda aynı şeyi yapıyorum ve şu soruları soruyorum:
Erteleyici olmak bana ne kazandırıyor, ne kaybettiriyor? Eğer bugün ertelemezsem, neler daha iyi olur, neler daha kötü olur? Ertelemenin anlık keyif gibi bir kazancı varsa; kısır döngü, stres, kaygı gibi de negatif sonucu var. Biraz başlasam, küçük bir adım atsam nasıl olur? Sonrasının daha iyi olacağını nereden bilebilirim, yarın bugünden daha farklı hissetmezsem?
Her şey mükemmel olana kadar beklemek yerine elimdekilerle başladım ve zamanın ilerisinde olmanın yardımcı olduğunu gördüm, yani teslim tarihinden birkaç gün önce bitirmeyi hedeflemek gibi.
Yapmadıkça kafamda büyütüp her geçen zaman stresim artıyorsa, ben de “başlarım”.
Sürece oyun gibi baktım ve kendimle “eğlendim”.
İnsan gerçekten isteyince, iç disiplini öğreniyor, negatif alışkanlık pratikler sayesinde pozitifle yer değiştiriyor ve erteleme eğilimi günden güne iyileşiyor.
Kaynaklar:
North Metropolitan Health Services Western Australia / Understanding Procrastination
Mindtools.com / Overcoming Procrastination
Structuredprocrastination.com
Temel Aksoy Blog
Academic Skills Center / California Polytechnic State University / Understanding Procrastination
Psychology.about.com / Why do we Procrastinate / What is Procrastination
Murat Balkıs & Erdinç Duru / Akademik Erteleme Eğilimi, Akademik Başarı İlişkisinde Genel ve Performans Benlik Saygısının Rolü / Pamukkale Ü. Eğitim Fakültesi Dergisi
Didem Aydoğan & Yaşar Özbay / Akademik Erteleme Davranışının Benlik Saygısı, Durumluluk Kaygı, Özyeterlilik Açısından Açıklanabilirliğinin İncelenmesi / PEGEM Eğitim ve Öğretim Dergisi
İlk Yorumu Siz Yapın