Giriş yazımın ardından, en sevdiğim oturumlardan bana kalanları da aktarmak isterim.
Strateji Ortaklığında İK’nın Oyun Alanı: Oyun Kurucu İK, Yönetim Ekibinde Nasıl Değer Yaratıyor?
“Şirket insana değer veren kültüre sahip ise İK stratejik ortak olabilir. Çalışanların gerçek ihtiyacını tespit etmek zorundayız çünkü her organizasyon kendine has. Üst yönetimde bir vizyon yok ise masada İK’nın yeri olsa da bir olmasa da. İK, sektörünü, rakibini, yapılan işi çok iyi bilmeli, bilsin ki nabzı iyi tutsun. Aynı zamanda paranın dilini de konuşabilmeli, üst yönetim iknasının olmazsa olmazı çünkü. Zamanlama da bir o kadar mühim, bazı şeyler bazı zamanlarda daha kolaydır. Hem çalışan hem üst yönetimden sık geribildirim önemli, İK’cının adalet duygusu sağlam olmalı; doğru riski almak, iyi müzakere yapabilmek, kontrolü kaybetmemek ve akıl-kalp-mideye hitap edebilmek de stratejik ortaklıkta önemli noktalar.”
Para Yönetmek mi Zor, İnsan Yönetmek mi?
Bir beslenme oturumu için ziyadesiyle verimliydi bence, yarım saatte tüm finansal sorunlara çözüm getirilmesini beklemiyorsak. 🙂 “Para kullanmak müzik aleti çalmaya benzer, ustalaşmak gerek. Para biriktirme alışkanlığı diş fırçalamaya benzer. Her ay ruhumuz duymadan otomatik olarak bir miktar biriktirebilmeliyiz. Harcamanın da bir matematiği olmalı, 12 aylık maaşın 1 aylık karşılığı kıyafet alışverişine harcanmalı. Kötü durumlara karşı, üç ay hayatımızı sürdürecek kadar paramız bankada olmalı. Her daim risk alınmalı ancak gece uykuyu kaçıracak kadar değil “ dedi Özlem Denizmen. Oturumun sonunda da faydalı olduğuna inandığım kitabını hediye etti, kitaptaki bazı noktaları da yazamadan geçemeyeceğim.
10 Saniye Kuralı: Bir şeyi satın almak istediğinizde tüm samimiyetinizle sorun: Sen bir ihtiyaç mısın, istek misin? Senden evde var mı? Akıllı bir satın alma mısın? Seni kaç kez kullanırım? Senin için borçlanmaya değer mi? Eskittikten sonra bile taksitlerini ödemeye değer mi? 10 saniye gerçek cevaplar için yeterli.
Üzerine Uyuma Kuralı: Almak istediğiniz şeyi elinizde tutun, sizinmiş gibi sevin, onunla dolaşın dükkanın içinde. Kasaya gelince bırakın. Eve dönünce liste yapıp, o ürünler nelerdi, fiyatının daha düşük olduğu yerler var mı, araştırın. Gece üzerine uyuyun. Uyanınca hala almak istiyorsanız ve borçlanmaya değerse alın.
21 Ay Alışkanlık Yerleştirme: Bir şeyi 21 kez tekrarlarsanız o şey alışkanlığınız olur. Para biriktirme, kredi kartı taksidini eksiksiz ödeme gibi durumları 21 ay düzenli uygulamak öz disiplin olarak gelişecek ve prensip halini alacaktır.
Fark Yaratanlar, Yoktan Var Edenler!
Ah Ümmiye Koçak, iyi ki varsın! Bir oturum düşünün ki, konuşmacı sandalyesini ortaya çeksin ve şöyle samimi olalım desin. Diğer tarafta da, moderatör olarak da tüm samimiyeti ve güler yüzü ile Elif Duru Gönen. Bir ara, dinlesek mi tweet mi atsak not mu alsak yoksa sadece şaşırsak mı diye diye birbirimize baktık Serhat’la (Ümmiye Koçak yazısını mutlaka okuyun derim).
Düşünelim gerçekten, onlarca oyun yazan, 45 yaşında ilkokul mezunu olup da tiyatro kuran bir köy kadını o. Yapılmamışları yapmak delilikse evet ben de deliyim diyor göğsünü gere gere. Oyunları, ödülleri, yaşları 40ları geçmiş köy kadınlarını tiyatro fikrine alıştırması ve hayaline ortak etmesi bir yana, o doğal bir lider her şeyden önce. İçten, cesur, güçlü, her sözü, her öğüdü kulağa küpelik bir Anadolu Kadını. Çocukların ruhları özgür kalsın ki karakterleri gelişsin; anneler bilinçlensin, kadınlar kendi değerlerini bilsinler yeter, insan bir şeyi istedi mi dağ başında bile yapar cümleleri benim yüreğimde en çok kalanlardı.
Öğrenmeyi Yok Sayan “Çok Bilmiş”
Organizasyonların Geleceği
Fazıl Say, benim için de “sunum” gurularından biri. Üstelik altı üstü dolu. Ağız dolusu, sistemden kuramdan çok “insan ve insana dair şeyler” duydum sunumunda. Kendilerinden emin olan “çok bilmiş” organizasyonlar için vurucu göndermeler ile doluydu sunumu, bir de İK’cılara hayatınızdan çıkarın dediği terimler vardı ki ilki İK için, kendinize destek birim demekten vazgeçin idi. Destek ne demek? Yumuşak beceriler ifadesinden de vazgeçin yerine yaşam becerilerini kullanın. İnsan betada sürekli kalabilen bir varlık değil, alfa beta arası gidip gelmeli dedi ki Metin Hara değildi sahnedeki Fazıl Oral’dı, pek memnun oldum naçizane. Yani haldır haldır koşturmak yerine hem bireyin hem kurumun değerleri olsun, bir amacı olsun. Arada bir soluklanmayı, yavaşlamayı bilin. Şampiyon takımlar sadece kutlama yaparken asıl öğrenen ikinci olan takımdır. Yavaşlayıp soluklandığımızda öğreniriz, hatalardan öğrenir insan. Gerginlik, çatışma, sorun nerede ise oraya bakmak lazım ve bir şeyleri geliştirip değiştirmek dışında bir sonraki kuşağa ne bırakıyoruz dedi.
İnsan Kaynakları Yöneticileri İçin Güçlü Yeni Araçlar
Bu oturum pozitif psikoterapinin reklamı niteliğinde idi ancak konu ilgimi çektiği için keyifle dinledim. “Hepimiz günlük yaşamda irili ufaklı sorunlar yaşıyoruz ve bu küçük sorunlar mikro travma niteliğinde bizi hasta edebiliyor. İnsan hakkında fikri olan çok ama gerçekten bilgisi olan az olduğundan pozitif psikoterapi bu konuda İK yöneticilerine de çok destek olabiliyor. İş hayatında hemen hemen herkeste ruhsal kaynaklı beden sorunları var. Çatışma kimi zaman iyi olsa da içimize attığımız sürece mikro travmaları arttırıyor. İnsan her şeyden önce kendini tanımalı, iletişim tarzını ve yetkinliklerini bilmeli. Yaşam birçok zorlukla dolu, stresle sörf yapamadığımız sürece bizi yenmeye devam edecek. Her davranış kararında olduğu sürece anlamlı, biraz depresif olmak insanı realist yapabilir ama eşiği geçince problemler başlıyor.”
Çalışan Anne Olmak
“İşte olduğu gibi evde de iyi bir ekip olmak önemli, hayat enerjisi yüksekliği çalışan annede en kritik şeydir. Çalışan anne olmanın vicdan azabı anneden kaynaklanır ve çocuğun öyle bir derdi yoktur aslında. Esas olan şey anne mutluluğudur çünkü o mutluysa çocuk da mutludur. Anne baba doğru rol model ise armut dibine düşer, panik olmaya gerek yok, annenin öz güveni çocuğa geçtiği gibi gerginlik ve negatifliği de geçer. İnsan tek dizinin üstüne düşünce diğer diziyle, iki dizinin üstüne düşünce elleriyle kalkmayı bilmeli şu hayatta. Çalışmak anneye iyi geliyorsa, o doğrudur”.
Seneye bu zamanlar, yine koca bir yıl geçmiş ve biz yine kongredeyiz dediğimiz an; geriye dönüp baktığımızda verim, keyif, neşe, sağlık görebilmek ümidimle…
İlk Yorumu Siz Yapın