Önce sizi umursamazlar, sonra size gülerler, sonra sizinle savaşırlar, en sonunda hep “ezber bozanlar” kazanır.                                                                                                                                                                                                   

Dilek DUMAN (Denizbank Bilgi Teknolojileri ve Destek Operasyonları Genel Müdür Yardımcısı)

“Birçok insanın tersine, Türk insanına o kadar çok güveniyorum ki, yıllar önce biz de teknoloji üretebilir ve ihraç edebiliriz demiştim. Yurtdışındaki en iyi yazılım bulup getirin dedikleri bir ortamda, gerekli araştırmanın ardından istediğimiz şeyi biz üretebiliriz ve muadili olmadığı için de yurtdışına satabiliriz dedim. Bin bir zorluk ve engelle karşılaşacağımı en baştan tahmin edemedim. Microsoft ile dünyada olmayan bir yazılımı üretmek için iş birliği yaptık ancak bu kadar kritik uygulamaları yeni teknolojilerle yapamayacaklarını söylediler ve istediklerimizi yapabilmek için tek şart Bill Gates’i ikna etmekmiş. Öyleyse bunu yapabilirim dedim, çünkü çok güçlü bir inancım vardı. Prag’da bir seminer için gelecekti ve arada bizimle de bir görüşme ayarladılar, orada hayalimizi anlattık ve Gates’i ikna ettik. O görüşmenin sonunda, projenize sponsor oluyorum ve bana 7-24 ulaşabilirsiniz, sizin probleminiz benim problemimdir dedi. Geliştirme yaptığımız iki yıl hiç kolay geçmedi, ofiste sabahladık, her an, daha fazlasını yapamayız diyenlere inat, inançla devam ettik. Intervision, iki yılda geliştirilen, 7 ülkede 22 bankada kullanılan, Türkiye’de geliştirilip yurt dışına satılan ve birçok ödül alan bir ürün oldu. Evet biz de yeni teknoloji üretebiliriz evet biz de yurt dışına pazarlayabiliriz.  Çok zorlu da olsa her zaman ezber bozmak sonucuna değiyor. Hayallerinize ulaşmak mı istiyorsunuz, yoksa yaşanmamış hayatlar mı?”

Duygu KAYAMAN (MIT Technology Review “35 Yaş Altı Yenilikçiler” Yılın Sosyal Yenilikçisi ödüllü, YGA Hayal Ortağım Projesi Sahibi) 

“2,5 yaşında görmemeye başlayan ama gören bir çocuk gibi yetiştirilen şanslı bir çocuktum. Görenlerle birlikte kaynaştırma sınıfında okudum. Belki de birçok görme engelliye göre çok şanslıydım. Bana ilham veren görme engelliler oldu, aynı zamanda satranç eğitmenlerim olan avukat Kerim-Selim Altınok kardeşler de rol modellerimdi. Beni Young Guru Academy ile tanıştırdılar. Hayallerimi onlarla gerçekleştirebildim. Engellilerin hem sosyal hem donanım anlamında gelişmeleri ve bilgiye daha çabuk ulaşabilmeleri hayalimdi. YGA-Turkcell ortaklığında Hayal Ortağım projesini hayata geçirdik. Engelliler istedikleri kitabı köşe yazarını telefonlarından istedikleri yerde dinleyebiliyorlar, istedikleri eğitime ulaşabiliyorlar. Türkiye’deki tüm görme engellilere ulaşmak için hayal etmeye ve çalışmaya devam ediyoruz.”

Ayşe Arman ile yaptığı röportajdan daha fazla bilgi edinebilirsiniz.

Sema YAKAR (LİSTAG Kurucusu & Gönüllüsü, Aktivist)

“17 yaşımdaki oğlum, bir gün en sonunda gay olduğunu itiraf ettiğinde, karşılıklı ağlıyorduk ailece.  Onun üzerinden yük kalkmışken ben her geçen gün bir ağırlığın altında eziliyordum. O gün, babamı kaybettiğimde yaşadığım acıyı yaşadım, çünkü bunca yıldır tanıdığım oğlum yoktu artık karşımda. Kabullenme ve ne olduğunu anlama sürecinde bir psikologdan yardım aldık. Solaklık ve göz rengi kadar doğal olduğunu anladığım gün, bilimsel olarak neden heteroseksüel ya da neden eşcinsel olunduğunun bilinmediğini de öğrendim. Bu ülkede birçok konuda olduğu gibi bu konuda da “öteki” olarak adlandırılmak çok kolaydı.  Anladım ki, ben oğlumu koşullu sevmişim hayatı boyunca. Tam olarak koşulsuz sevmeyi seçtim. Yeniden doğdum sonra. Oğlum aktivist oldu, ben de LGBT birey annesi olarak aktivist oldum ve ötekileştirmeyip eşit yaşam haklarına sahip olmaları için destek vermeye başladım. LGBT bireylerin ebeveynleri olarak da bir belgesel çektik. Başlarda takma isimle forumlarda yazarken şimdi aleni destek olmaya devam ediyorum. Benim Çocuğum belgeseli ile bu destek toplumsal mücadeleye dönüştü. Cinsellik bu ülkede yerleşik bir travma. LGBT bireylere nefret cinayetleri de artmış durumda. Her bireyin insan olduğunu ve LGBT bireylerin birer ailesi olduğunu unutmadan herkesi koşulsuz sevgiye davet ediyorum.”

Çağla BÜYÜKAKÇAY (Milli Tenisçi, Grand Slam’de Turu Geçen İlk Türk Tenisçi)

“Haftada iki kez müzik eğitimi, iki kez tenis eğitimi aldığım küçük yaşlarımda, okuldan bir an önce çıkıp tenise gitmek istiyordum. Artık müzik ve tenis yol ayrımına geldiğimde, ben tenisi seçtim.  40 derece Adana sıcağında kimseyi bulamadığım zamanlarda bile duvarla oynuyordum. Yine de profesyonel tenisçi nasıl yaşar bilmiyordum, sadece çok çalışmayı esas aldım. 12-13 yaşında tenis ve eğitim, birlikte devam ediyordu. Her gün saatlerce tenis oynuyordum. 12 yaşında Türkiye şampiyonu oldum, 13 yaşında milli takıma kabul edildim. Bu süreçte ben büyürken ailece hiç tatil yapamadık, hiçbir okul gezisine gidemedim. Ama hiç pişman olmadım çünkü hayalime doğru koşuyordum. Enka Spor kulübüne transfer oldum, küçük bir yerden İstanbul gibi bir metropole gelmek zaten başlı başına zordu. Tek dileğim iyi bir tenisçi olmaktı. Bugün yaşım 25, dünyanın 136. Sırasındayım ve Grand Slam de mücadele edip turu geçen ilk Türk’üm. Bir gün bile kaçırdığım partilere üzülmedim çünkü bence önemli olanın insanın kendini ve hayatını hayaline adamasıdır.”

 

Ahu SERTER (Türkiye’nin ilk sanat oteli Casa dell’Arte, Hotel of Art & Leisure şirketinin ve Arya Kadın Yatırım Platformu kurucusu, Kagider ve Galata Business Angels Aktif Üyesi)

“Başarı için her zaman insana inan, ilgilen ve çok çalış derim. Dört önemli ders var aldığım; bir fikri savunan sayısı karşı çıkanlardan azsa o yolda gidilir. Başarısız olmak hiç denememekten iyidir. Gerçek özgürlük kendi işine ve parana sahipsen vardır. Her zaman paranı aklının olduğu yere koy. “Hayır, olmaz, yapılmaz”a alerjim var. Olmaz deyin, ben yapayım. Hayatımdan, neyi nasıl yapamayacağımı söyleyenleri çıkardım, onun yerine hayatımı, nasıl yapacağıma destek olanlarla doldurdum. Lise yıllığında kendine not yazan bir öğrenciydim. Kendime şunu yazmışım; her zaman hem bedenime hem ruhuma saygı duyarak 1 dakikası bile boş geçmeyecek bir hayat yaşamayı diliyorum. Bir kadının hayatındaki erkekler çok önemlidir. Babam benim rol modelim ve mentorumdu. Eşim de en büyük şanslarımdan. Bir kadının en iyi kariyer kararı, koca seçimidir. Rezil de eder vezir de. 🙂 Hayatı nasıl yaşayacağınız sizin ezber bozma yolunuzdur ve ezber bozmak öğrenilebilir. Dünyanın yeni altını, kadındır. Bu nedenle kurduğumuz Arya Kadın Yatırım Platformuna, girişimci ya da yatırımcı iseniz, yüksek büyüme potansiyelli şirketinizle başvurabilirsiniz.”

 

Hikayelerin hepsinden ortak olarak bana kalan şuydu; bir şeyi çok istiyorsan, çok çalış. Çok inan ve hayalinden vazgeçme.

Ezber bozabildiğin kadar, yaşanılasıdır hayat.

Bir toplum, bir millet, erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Olabilir mi ki, bir kitlenin bir parçasını ilerletelim, diğerlerini göz ardı edelim de kitlenin tamamı ilerlemiş olabilsin. (Mustafa Kemal Atatürk, 1925)