Duygusal Okuryazarlık Çok mu Lazım?

Çok lazım.

Bana deseler ki Canel, sence özellikle teknoloji sektöründe çalışan mühendislerin en çok hangi yumuşak becerisini geliştirmesi faydalı olur?

Duygusal okuryazarlık.

Bu aralar sıklıkla gözlemliyorum, insanlar duyguları okuyamıyor. İşin ilginç yanı bunu yapanlar “duygusal” insanlar olabiliyorlar.

Çünkü duygusal olmak başka, duyguyu okuyabilmek başka şeyler.

Çok özetle, duygular nasıl okunur?

1- Ben anlatacağım, ben dikte edeceğim, ben yönlendireceğim, en iyi ben biliyorum demeleri bırakmak.

2- Bakmak, boş boş değil, dikkatlice bakmak. Karşındakinin tepkilerine, mimiklerine, ifadelerine, kelimelerine, ses tonuna bakmak.

3- Ortalama yani normal şartlardaki hali ile o t anındaki mevcut durumu karşılaştırmak. Daha mı mutlu, daha mı kızgın, daha mı üzgün, daha mı heyecanlı.

Baka baka, dinleye dinleye algoritma oturuyor zaten, çok zor değil. Bazıları doğuştan şanslı ya da ilgi alanı diye kendini geliştirmiş olabilir. Olsun, herkes yapabilir.

Ya ben ne uğraşacağım? Çatışma olsun, dert olsun, işler sürüncemede kalsın isteyenler uğraşmasın tabi. Yok ben gerek bir çalışan olayım gerek kendi işim olsun, işte evde her yerde ilişkilerimi düzeltmek, düzenlemek, geliştirmek istiyorum diyenler için bu konuya dikkat çekilmeli diyorum.

Bu konudaki gelişim için tohum ailede atılmalı bence hatta okullarda duygu okuryazarlığı eğitimi olmalı. O güzel günler delir mi bilmem ama bu konuda kendimizi geliştirmek her birimizin sorumluluğu.

İlgilenenler için güzel yazıları da buraya bırakıyorum:

https://www.edutopia.org/blog/helping-young-children-develop-emotional-literacy-maurice-elias

www.mindful.org/daniel-goleman-we-should-be-teaching-emotional-literacy-in-schools

Kitap Önerisi: Akıllı Bir Kalple Duygusal Okuryazarlık (Claude Steiner)

 

 

 

canel Yazar:

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir