Karma, Sanskritçede “yapmak, bir eylemde bulunmak” demektir. Karma yasası ise “ne ekersen onu biçersin” anlamına gelen eylemlerimizin sonucunu yaşayacağımızı anlatan güçlü bir neden sonuç yasasıdır. Kimsenin yaptığı yanına kalmaz, bazen çok acı gelse de öyle. İyi insanlar da kötü şeyler yaparlar. Eninde sonunda iyi ya da kötü atılan tüm tohumlar iyi ya da kötü karşılık verir.
Hayatımızda her an karma yaratıyoruz; bedenle, zihinle, dilimizle. Nezaketli olmak, doğruları dile getirmek, saygılı olmak, anlamlı konuşmak, adil olmak, birleştiren bir dil kullanmak, iyi karma yaratır.
17 yıllık kariyerimde mesleğim sayesinde çok fazla gözlem yaptım ve yapmaya devam ediyorum. Onlarca iş arkadaşım, adayım, iş ortağım oldu. İş dünyasının varsayılan doğası gereği mi bilmiyorum ancak birçok insanın hala iş hayatı ve özel hayatını çok keskin şekilde ayırmaya çalıştığını görüyorum. Duyguları her zaman kapıda bırakamasa da burası farklı bir tiyatro sahnesi gibi. Sanki yapılanlar sahnede kalıyor ve sahneden inince gerçek hayat başlıyor gibi.
Üzgünüm gerçekler öyle değil. Bir iş arkadaşınız ruhsal rehberiniz olup bir dersi alabilmeniz için hayatınıza girmiş olabilir. Ya da tekrarlayan sorunlarınız özel yaşamınızı aşıp iş yaşamınızda da sizi sarıp sarmalamış olabilir. Çünkü hayat bir bütün, sahneler farklı olsa da yaşam bizim.
Karma yasasından işe başladığımız saat itibariyle muaf olamıyoruz. Kaba davrandığınız her an, adil olmadığınız her an, dedikodu peşinde koştuğunuz her an, söz hakkı vermeyip yargıladığınız her an, o benden değil benden farklı diye ötekileştirdiğiniz her an KARMA yaratıyorsunuz.
Şahsen ben iş hayatı ve trafikte düşündüğümüzden daha kötü karmalar yaratıldığına ve adalet terazisinin şaştığına inanıyorum. Farkında olmadan yapılan yıldırmalar, haklıymış gibi görünüp hak yemeler, çatışma kültürünü yaratmak için gösterilen çabalar, söz kesmeler şans vermemeler ve daha niceleri. Kimse görmedi mi sandınız? Kalır mı orada, çıkmaz mı karşınıza? Bugün değil belki yarın, bu şirkette değil ama başkasında. Ama MUTLAKA.
Yaşadığımız sınavlara yine kendi seçimlerimizle yarattığımız KARMALAR gözünden bir daha bakmayı denesek neler fark ederiz?
Karma, eylemlerimizin sonucu olduğuna göre doğru ve bütünün hayrına seçimler yapacağımız nice anlara, günlere, olaylara…
Hayatın temel taşlarından biri adalet olmalı fakat insanın hayata dair eylemleri bunu çok da mümkün kılmıyor. Nerede nasıl çıkar bilmiyorum ama bazı insanların bu hayatta, misyon olarak yıkmaya geldiğini fark ediyorum. Onların yıktığı şeyleri yeniden inşa eden insanlar azaldıkça dünya genelinde de yıkım büyük oluyor. Hayatımızda yıkımlar yaratıp, ömrü boyunca huzurlu ve mutlu eden çok sayıda insan var. Bunu görebiliyoruz ama içimizde onların bu yıktığı şeyleri yeniden inşa edecek güç kalmadığı yerde onların yıkımları bizi de mutsuz ediyor. Biz de yıkmayı bilmediğimiz ve hatırlamadığımız için maruz kaldığımız şeyler içinde kendi acımsı karma hikayemizde kaybolup gidiyoruz.